6 Haziran 2010


UMURSAMAK-THE COVE-KOY-YUNUSLAR…


Dünyada çok şey dönüyor. Her olayı her yönüyle anlamak, kesin bir fikre sahip olmak mümkün değil, ama olabildiğince fazla fikre sırtını değil yüzünü dönmek insanın ufkunu, gözünü, aklının perdesini açar.


Farklılıkları görmemi sağlayan herkese, her olaya minnet duyarım ve başkalarına duyurma ihtiyacım da bundandır (Buradaki minnet dün Dünya Çevre Günü olması sebebiyle “Koy” filminin bedava gösterimini yapan Kanyon Sineması’na ve bu durumu bana müjdeleyen Ulaş’a=).

Koy (the cove) isimli belgesel film sayesinde farklı bi pencere açtım dünyaya.

Film hakkında akılda kalanlar:

- Mavi ve kırmızı: Muhteşem doğa ve kan…

- Flipper dizisindeki yunusun eğitimcisi, doğayla iç içe yaşamaya bize göre çok daha fazla alışkın, yıllar önce de öyleymiş, şimdi de öyle. Flipper’ın eğitmeni ne de olsa! Flipper’la birlikte bir göl kenarında yaşıyormuş zamanında ve bu sayede yunusların her hareketini gözlemleme fırsatı bulmuş. İnsan eğitiminde olan, eğlence merkezlerinde gösteri yaptırılan yunusların yüksek ses yüzünden ve uzun mesafede yüzme imkanları olmaması sebebiyle yaşadıkları stresten dolayı hepsinin ülser hastası olduğunu görmüş. Bu hiç beklemediği acı gerçeklerin üzerine Flipper bir gün stres yüzünden gözünün önünde intihar edince, yunusların insan hâkimiyetinde olmaması gerektiğine karar vermiş. O zaman elinin altında bulunan tüm yunusları serbest bırakmış, bu sebeple ilk tutuklanmasını yaşamış. Bundan sonra da dünyada nerede köleleştirilen bir yunus varsa orada eylemci olmuş.

- Adamın unutulmaz cümlesi: “10 sene eğlence sektörünün bu kısmını inşa etmek için uğraştım, cahildim. 35 senedir bu sektörü yıkmak için uğraşıyorum.” İnsan neyi inşa ettiğine dikkat etmeli tabi…

- Günümüz: Japonya’da Taiji Koyu’nda yunus katliamı yapılıyor ve Japon hükümeti bu durumu destekliyor. Gösterilerde kullanılacak güzel yunuslar eğitiliyor, kalanı “yunus eti” olarak ya da yunus eti olduğu belirtilmeden tüketiciye sunuluyor. Yüksek oranda civa içeren yunus eti insan sağlığı için önemli tehlike oluşturuyor.

- Yunus aşığı deli adam çok uğraşıyor yunusların sesini vicdanlara duyurmak için, bir nebze de olsa ulaşıyor amacına, bu belgeseli çekiyor.

- İnsanın, birleşince sadece katliamlar değil güzel şeyler de yapılabileceğine inanası geliyor.

Bu filmin arkasında başka oyunlar döndüğünü, Japon ekonomisini etkilerken, başkalarının ekmeğine yağ sürdüğünü düşünmek mümkün (özellikle benim gibi paranoyaklar için). Ancak bu filmin asıl başarısı, kötü bir olay sayesinde de olsa, güzel bir farkındalık yaratması.

Herkesin mutlaka duyduğu Kızılderili atasözü durumu özetler: “Dünya insanlara değil, insanlar dünyaya aittir.”





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder