28 Mart 2012

AYN RAND

Atlas Silkindi'nin ilk cildi bitti, ikinciye yeni başladım.

Akılda kalanlar:


- Kendini beğenmek, kendine güvenmek, bencil olmak, kimseden fedakarlık beklememek, kendi ayaklarının üzerinde durmak gerekir. bir miktar. özgüven gerekir, "biz" olmadan önce "ben" olmayı öğrenmek gerekir. özgüvensiz kişilerin oluşturduğu topluluk, birkaç kişinin yönetimine kalır, koyun sürüsü olur.

1. peki zengin ile fakir farkının getirdiği doğuştan haksızlıklar ne olacak?

- misal: eddie willers asla dagny taggart olamayacağını baştan beri,küçükken oyun oynadıkları günlerden beri biliyordu. dagny ne kadar iyi bir patron olursa olsun, eddie bu haksızlığa içten içe sinirlenmez mi hiç? eddie günün birinde isyan etmez mi? başka eddie  lerle bir araya gelmez mi?

2. her üretim demir yolu mudur? gereksiz, ihtiyaç fazlası üretimleri de savunur mu rand? onların reklamlarını yol kenarlarında görmekten de haz duyar mı?

3. üretim olmadan piyasada dolaşan parayı da savunur mu? kapitalizmin aslında üretim değil, "herhangi bir şekilde para kazanmak ve devletin her yöntemin önünü açması" demek olduğunun farkında değil mi?

4. gökdelenler üretimin, zekanın göstergesi midir gerçekten? Dagny gökdelenenin tepesinde yaşar. Tepeden bakar insanlara. Bodrumda yaşayan bina görevlisinin hayatı ilgilendirir mi O'nu? Dünyada büyük iş yapan tek insan Dagny midir? Yoksa "hak etseydi o bina görevlisi de Dagny'nin yerinde olabilirdi" mi der Rand? Gerçekten der mi bunu? gerçekten o kadar hayalci mi?

orta halli ya da fakir bir insanın Dagny olması imkansızdır. kapitalizm hak edenin karşılığını aldığı bi sistem değil. bu durumda rekabet anlamını yitirir. aynı koşullar yoksa yarışmanın adil olduğunu nasıl söyleyebilirsin Rand?

5. Rusya'dan kaçıp Amerika'ya sığınmış, Amerikalı olmakla gurur duyan, Amerikan ordusunun yaptıklarının mükemmel olduğunu söyleyen biri Rand. Düşünen insan büyüdüğü ortamı mutlaka eleştirir, hele ki diktatörlük varsa. Yine de kapitalizmin mükemmelliğine bu kadar inanmasının sebebi nedir?

İkinci ve üçüncü ciltler var daha, bi de hayatını okumak gerek.  


1 Mart 2012

ŞŞŞŞT...

ikilemlerim var

insanların çok konuşmasından, sürekli kendini anlatmasından rahatsız oluyorum ama facebook ta beni anlatan şeyler paylaşmaya çalışıyorum.

insanların anlaşılmak için bu kadar yırtınmasını aşağılık buluyorum ama anlaşılmak için yazıyorum.

tek farkım, fazla konuşmuyorum.

çok konuşuyoruz.biz insanlar. az görüşüp çok fikir beyan ediyoruz. sanal ortamda görüşmeyi görüşme saymıyoruz hala, ama yüzyüze olunca çoğu zaman sanal halimizden daha az samimi oluyoruz. zamanımız hep kısıtlı, biz konusalım, birileri dinlesin, sonra defolup gidelim istiyoruz. dinlemek umrumuzda değil. bilgimiz olmadan fikir ediniyoruz. hepimiz filozof kesiliyoruz. okumadan yazma hakkı görüyoruz kendimizde.

şu an yaptığım gibi.
ben kimim ki yazıyorum? okumak varken, nerden geliyor bu çok bilmişlik. hepimiz toplumdan şikayetçiyiz, herkes koyun, bi biz farklıyız. ağzına sıçtığımın farkı. kendini beğenmek işe yaramaz verimsiz bi yönde gelişiyor.

-----
daha az konuşmalıyım. konuşunca çoğu zaman hiçbi şey değişmiyor. enerjim az, düzgün harcamalıyım.