10 Haziran 2014

aydınlanma devri

az önce aydınlandım.

ben bu iş hayatına uyum sağlayabiliyor muyum, her türlüsüne? hayır. mavi yakadan beyaz yakaya, akademisyenliğe...hepsinde bi şekilde başarısız oluyor muyum? evet. yalakalık, alttan alma, işbitiricilik, sorgulamama gibi meziyetler bende yok mu? evet. torpil işlerine bulaşmayı bile beceremiyor muyum? evet.

o zaman niye kasıyorum çalışmak için? niye kariyer peşinde koşuyorum? neyin özgürlüğü bu? işverenlerin peşinde koşmak bana ne kazandıracak, para mı? parayla ne yapıcam ben? kitap okuyup gezicem.

gezmeyi boşverdiğini düşün. hayat çok farklı ve kolay olabilir.

misal köye git. anan baban orda. kaç yıl daha yaşarlar bilinmez ya, kalırsın gittiği yere kadar onlarla. bahçe ekersin, kedilerle köpeklerle koklaşırsın, evi tamir edersin, hem onlara göz kulak olursun, iyi olur. şanslısın, muhafazakar olup aynı zamanda sana fazla bulaşmayacak, fikirlerin yüzünden sokağa atmayacak bi onlar var. belki bilimum ahlaksız zevkten (alkol, seks vs) feragat etmen gerekir ama her şey para için savaşmaktan daha sempatik görünüyor şu an gözüme. bolca kitap oku, bahçeyle uğraş, arada bi annenlerin laflarına he de geç. hayat basit.

bu alternatif yeni geldi aklıma. annemlerin yanına asla dönmem diyenlerdendim. niye lan? niye? amaç ne? insanlıktan çıkıyorum çalışayım, 3 kuruş para kazanayım derken, annemlerin bana daha mı fazla kötülüğü dokunacak?

bırak dünya duymasın ismimi, hoca olmayayım, dünyayı gezmeyeyim, istediğim yere tatile gitmeyeyim... mandıra filozofu olayım. ne olur? kime ne zararı olur?

bu arada çalışabilenlere, para veya ideal peşinde koşturanlara lafım yok. becerebilenler için ne ala. lafım kendime, savaşacak gücüm yoksa neden kendimi zorluyorum?