27 Nisan 2013

kendimden kurtulasım var, varış nereye ne zaman kaptan...

kendimden nefret ettiğim kadar kimseden etmedim. tayyip'ten bile o kadar etmiyorum , düşün. mesela deselerdi ki, dünyanın hayatta kalabilmesi için birinizin ölmesi gerek, bi an düşünürdüm. neden ben ölmeyeyim ki? diye. o da insan sonuçta ve kendince doğruları var. doğrularını hayata geçiren herkes karşısında en az bir kişiyi buluyor. doğru olduğunu sandığın için mesela arkadaşına gerçeği söylüyorsun, kırılıyor.

neyse. şimdi düşün. kendimi sevdiğim kadar sevdiim kimse var mı? kendimi -içten içe- çok seviyor olmalıyım. arada bi yaptıklarımla gurur duyduğum oluyor, makas alıyorum evet, ama altında hep biraz nefret var.

peki karşımda tayyip değil de sevgilim olsa mesela, dünyayı yaşatmak  için hayatımızı feda etmemiz gerekse, ya da dostum olsa, ne yapardım? hemen kendimi feda eder miydim? tayyip'e gösterdiğim anlayışı onlara göstermez miydim?

varsayımlardan çık. bi sonuç çıkmaz burdan.

kendimi bildiğin sevmiyorum arkadaş. bi şeyler yazarak sevdirme çabası bu. ota boka ağlayan bi bebek kafası.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder