13 Mayıs 2013

çirkin olsun bu yazının da başlığı aman başlığı

kafa siken "neden böyle yaşıyoruz ki" sorgulaması
kafaya sıkma isteği doğuran "ne kadar yalnızııııım" aydınlanması.

işte temel dertlerimiz bunlar.
-------
durkheim hakkında 10 sayfalık bir ödev yazmam gerekiyordu. bi türlü o 10 sayfaya ekleyebileceğim kendi yorumumu oluşturamıyordum. bugün öğrendim ki arkadaşların çoğuu benim kafadaymış, şaşkınmış.rahatladım. çok da geri zekalı değilim sanırım.
-------
bi mekanım yok. kendime ait, maddi özgürlüğün getirdiği bi mekanım yok. ailemle yaşıyorum, hatta onlardan para alıyorum. evde o kadar baskı altında hissediyorum ki kendimi, arkadaşlarıma gidiyorum. (oralarda da -ne kadar samimi olsak da- misafirim.) aslında bi şey yaptıkları yok. oto sansür uyguluyorum kendime. yoksa muhtemelen kavgalı dövüşlü ayrılırdık zaten. sansüre gerek bırakmıyorum ne güzel bi kardeşim. yo aslında başlarda epey savaştım sansürle, artık yaşlandım. kafa sallayıp, ne derlerse yapıyorum ya da evde karşılaşmamaya çalışıyorum.

işte temel dertlerimizin temelinde bu var (belki)
-------
türkiye-dünya hallerini twitterdan da olsa takip ediyorum. malum olan 2 gıdımlık yaşama isteğim de sönüyor. toplumu iyiye götürmek, hep beraber mutlu olmak hayallerimi bıraktım. kendim ve çevremdekiler olabildiğince mutlu olalım yeter. fazıl say, reyhanlı, siyasilerin tavırları, biber gazları, fb li gencin ölmesi, boku bokuna. kıymetli bi şey için can verilir mi gerçi bilmiyorum ama bu kadar da boku bokuna ölünmez ki.sanki türkiyede her ölüm böyle boktan yereymiş gibi. askere gitmesin istyiorum çevremdeki hiç kimse.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder