5 Mayıs 2011

SIRADAKİ KONUMUZ: 1 MAYIS

1 Mayıs 2011 de geldi geçti sevgili blog. Geçen sene bilgi derlemişim 1 Mayıs tarihi hakkında, kendime bir rapor sunmuşum (bayılıyorum kendimi yazarak ikna etme huyuma). Artık bilgisayarda eskimesin, internete de sunayım bu çok değerli wikipedia vs derleme dosyasınıı:


1 mayıs nedir?

İlk kez 1852’de Avustralya’da yürümüş işçiler, 12 saatlik çalışma süresini 8 saate düşürmek için.

Sonra 1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları aynı sebeple 500 bin kişinin katıldığı bir yürüyüş düzenlemiş. (Demek ki sendikalaşma tarihi de 1800lere dayanıyor! Çalışman gerek..) Siyah-beyaz ayrımının dorukta olduğu zamanlarmış ama yürüyüşe karışık katılmışlar, dolayısıyla başka yönden de önemli bir günmüş o gün. İnsanlar ekmek derdindeyken saçma sapan önyargıları bırakabiliyorlar demek ki… (Belki de bu işçi sınıfı zaten ayrım yapmıyordu… Nedense ayrımı yapanların hep zengin beyazlar olduğunu düşünmüşümdür. Fakirlerden de zengin yalakası olanlar desteklerdi gibi geliyor. O zamanı inceleyen sosyologlardan dinlemek lazım. Çalışman gerek…)

Burada eylem sadece yürüyüşle kalmamış, iş bırakmış işçiler. 4 mayıs2a kadar devam etmiş gösteriler ve 4 mayıs’ta kanlı “Haymarket Olayı”na sebep olmuş.

Nedir bu olay? Mac Cormick fabrikası greve katılan işçileri işten atar. Ve 3 mayıs’ta tam göstericiler dağılmak üzereyken fabrika düdüğünü çalarak grev kırıcıları dışarı çıkartır. Grev kırıcı ne demektir? Grevi desteklemeyen işçi demektir. Miting alanında, fabrikayı protesto eden yüzbinlerce işçi varken fabrikanın düdüğünü çalıp, grevi desteklemeyen işçileri dışarı çıkarması fabrika yöneticilerinin aptallığı ya da çakallığındandır: çünkü orada bir “güruh” var, enerjisi var insanların, sinirlerini boşaltmak istiyorlar… tabi bu durum grev yapmayan işçilere “fiziksel” saldırıda bulunmalarını haklı çıkarmaz. Tabi önce kimin saldırdığını asla öğrenemeyeceğim. Herkes kendi yönünden anlatır her olayda kulaktan kulağa öylece yayılır.

Grev kırıcıların üstüne yürüyen protestoculara polis ateş açar ve 4 işçi ölür. 

Bu durumu protesto etmek için 4 mayısta miting düzenlenir. Miting tam dağılırken nerden geldiği bilinmeyen ve asla bilinemeyecek olan bir bomba atılır. Hemen polisin önünde patlayan bomba nedeniyle 7 polis ölür. Yüzlerce işçi tutuklanır, sekizi yargılanır, idam edilir.

Bu Haymarket Olayı’nın üzerine, 1889’da toplanan İkinci Enternasyonal ‘de(nedir tam olarak? Bilmiyorsun…) Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle (kimdir o? Adı geçmiyor, önemsiz mi?)1 Mayıs tüm dünyada Birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanılmasına karar verildi.

Amerika’da grev kırıcılar neden devam ettiler çalışmaya? İşlerini kaybetmek istemediler. İçlerinde bir isyan vardı belki çalışma saatlerine karşı, ama maddi sıkıntıları o kadar çoktu ki, iş kaybetme riskini göze alamadılar. Kimisi de zaten işe yaramayacağını düşünüyordu bu ayaklanmanın, patronun olmaz dediği her şeye olmaz gözüyle bakan bir yalakalardandı belki onlar. Bir kısmı da çalışmak sebebiyle o kadar makineleşmişti ki umurunda değildi dünya, sarhoştu belki her daim. Ayaklanmak yaşam enerjisi gerektirirdi çünkü.

Grev yapanlar neden üstlerine yürüdü peki grev kırıcılarının? Bıraksalardı, acıyarak baksalardı yüzlerine, doğru yolu bulun gelin siz de bize destek olun, bakın hep birlikte karşı çıkarsak ancak kazanırız dercesine baksalardı… Ama öyle bir durumda sadece bakamaz insan, mutlaka n azından bağırır, yuhlar, hakaret eder.. Ne yazık ki gerçek bu. Gerçek bu olmasaydı, sessiz kalabilseydi belki polis hiç ateş açmayacaktı. Ama insanın içinde korkunç bir şüphe, asla gerçeği öğrenemeyeceğiz; polis ya da patron yandaşı birileri tahrik ederek grevcileri kavgayı başlatmış olabilir… Bu masum grevci işçileri aklamak için bir çaba da olabilir, paranoyak bir bakış da olabilir, gerçek de…

Sonuç olarak 1 mayıs dünyada 1889 yılında kutlanmaya başlanmış. Türkiye’de durum neymiş?

En çok şaşırdığım bilgi: 1911’de Selanik’te tütün, pamuk ve liman işçileri gösteri düzenleyerek kutlamışlar. 1911’de! O tarihte Trablusgarp Savaşı vardı, başka neler oluyordu Osmanlı topraklarında kim bilir. Sanki koskoca İmparatorluğun her metrekaresinde bu savaşla ilgili olaylar yaşanırmış gibi gelirdi eskiden… Hâlbuki Balkanlardaki bir olayla Mısır’daki bir olayın çok da bağlantısı yoktur, insanların günlük yaşamını etkileyecek kadar yoktur en azından.

Sonra 1923 yılında yasal olarak İşçi Bayramı ilan edilmiş. 1924’te kitlesel kutlamalar yasaklanmış. (Neden? ‘23te olaylar mı çıkmıştı? Öğrenmen lazım…)  1925’te yasa ile bu bayramın kutlanması yasaklanmış…

1935’te Bahar ve Çiçek Bayramı denilerek kutlanmış, tatil ilan edilmiş. 50lerden sonra işçi hareketinin hızlanması ile daha çok gündemde yer almış.

1976’da Taksim’de ilk kez geniş katlım ile kutlanmış.

1977’de Taksim’de meşhur olaylar çıkmış. 500bin kişi katılmış. Göstericilerin üzerine ateş açılmış (kimin yaptığı hala bilinmiyor) , 34 kişi vurularak ya da izdihamda ezilerek ölmüş. Bu tarih “Kanlı 1 Mayıs” denilen tarih…
1978’de yine Taksim’de kutlanmış. 1979’da sıkıyönetim izin vermemiş. 1981’de darbe yönetimi 1 mayısı resmi tatil olmaktan çıkarmış.

1996 ayrı bir kanlı 1 mayıs olmuş. Bu kez Kadıköy’de.

2008’de Emek ve Dayanışma günü oluşu kabul edildi tekrar AKP hükümeti tarafından. Arada geçen yıllarda hep Taksim’de kutlamak isteyenler biber gazı ile cezalandırıldılar. Provokatör sözcüğü dillerde…

2009’da tekrar resmi bayram olarak kabul edildi ancak Taksim’de kutlamaya izin verilmedi.
2010’da izin verildi. Neler olacak göreceğiz.
----------

Evvet efendim. 2010'da kutlandı, 2011'de de kutlandı ve hiçbir olay olmadı. Sendikalar, dernekler, "neden?" diye sorduğu için örgütlenen tüm topluluklar bir araya geldi. 2011'de farklı olarak, 12 Haziran öncesi olduğu için tüm partiler İşçi Bayramı kutlamaları yalakalıklarına girişti. Susmadılar bütün gün. Tiksindirdiler iyice kendilerinden. 

Oyuncular Sendikası kuruldu bu sene. "Yerli dizi yersiz uzun" diye eylem de başlatmışlardı. 

2010'dan 2011'e bir cahilin gözünden 1 mayıs böyle idi işte.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder