30 Mart 2014

seçim

mübarek oy günü. bugün yıllar sonra pişman olacağım bi şey yaptım. akapeden kurtulmak için, nefret ettiğim bi başka kişiye verdim oyumu, malum kişiye, sarıgüle. Ekşi'deki başlığında 2000den itibaren hakkında yazılanları okuyunca anlaşılıyor zaten niye sevilmemesi gerektiği. tek iyi tarafı sevmediğim zihniyetin tek rakibi olması olan bi adama oy vereceğimi söyleseler, gülmez geçerdim. ama işte bıkmak böyle bi şey. çaresiz bırakılmak böyle bi şey. alternatif de yoktu, kimseyi sevmiyorum, kimseye güvenmiyorum. o'na vermesem boş verirdim.

fark ettim ki komplosuz düşününce kafa çok rahat: akabeden bıktın mı? en büyük rakibi kimse, ona bas geç. ama o adam nası biridir, ilerde nası sıçar ağzına?akape'den bıkmana sebep olan şey ne? ne oldu da akape bu kadar korkunçlaştı son zamanlarda? neden kendi ipini kesip duruyor abd ve ab'ye karşı? neden yolsuzlukları ortaya çıkıverdi birden? neden Sarıgül yükseliverdi birden? bunları sorunca akapeyi savunuyormuşsun gibi oluyor işte, komplocu oluyorsun...

şimdi ne olacak bakalım. ne olursa olsun sevinemeyeceğim. toplum içinde kibarca "tecavüzcü" demekten sıkıldım, resmen bi sikicinin kucağından zorla kurtulup, başkasının kucağına atlıyoruz, belki acır da sikmez gibi bi ümidimiz var sanki. "ama en azından sikerken içki içmemize, twittera izin verir" gibi gerzekçe ümitlerimiz var. tecavüzden başka bi şey canlanmıyor gözümde, seçim deyince.

sandık başında nöbet tutuyor vatandaş, ne kadarı doğru, ne kadarı yalan emin olamadığım bi sürü hile haberleri geliyor zenmate sayesinde girebildiğim twitter hesabıma. hatayda kavga çıkmış 2 kişi ölmüş. muhtarlıkla ilgili bi kavgaymış diye içten içe rahatladığımı hissettim. saçma evet, ama akapeli cehapeli kavgası gibi bi şey olsaydı tüm türkiyede yankılanırdı, daha çok ölüm olurdu diye düşündüm bi an. muhtarlık daha "kişisel" bi şey. saçmalıyorum belki.

bizim rektörün yuvarlak tvitlerini okuyorum bi taraftan. yasaklanmış twitter'a bi yolunu bulup girerken, bi taraftan da akademisyenlerin işlerini kaybetme korkusu olmadan fikirlerini açıklayabildiklerini, demokrasinin bizi kurtaracağını, karamsarlığa kapılmamıza gerek olmadığını söylüyor. dünyadan haberi yokmuşçasına...

neyse susayım. dışarı çıkayım. twitter başında delirmeyeyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder