2 Şubat 2012

BABA??

masum değiliz.
öyle bi karardı içim.
nefret desem değil sevgi desem değil.
yaşamak istemeyiş var ya ondan işte.

bok gibi oldum birden.
böyle sert gibi de vıcık vıcık gibi de.
böyle bi tepkili inadına dik durmaya çalışır gibi de
yayılmış gibi de.
gerçek anlamda bok gibi. ishal ya da kabız olmayanından
son derece sağlıklı bi bok.

havadan belki
belki de hormonlardan
ayın belli zamanlarında üzülmeye daha bi meyilli oluyoruz biz dişiler malum.
yüce yaratıcının kadın düşmanlığının sonuçlarından biri.
bu kafayla bu sinirle antropolog olunur mu baba?
babam olsa kesin bi şey derdi.
ne derdi bilemiyorum şimdi ama öyle bi sakin sakin derdi ki daha çok sinirimi bozardı.

baba ben büluğ çağımdan çıktım mı sence?
bazen gerçekten şüpheleniyorum da.
sivilcelerim de var hala zaten.
illa çıkmam da gerekmiyor aslında, daha yaşım 24 nası olsa.

öyle değil işte baba büyümem gerek daha çalışıp kariyer yapıcam.
hem anneannem benim yaşımda kaçıncı çocuğu doğurmuştu.
aferin ona.
onun yüzünden ben böyle oldum belki de
antropoloji böyle bi şey değildir herhal.
onu da okuyunca sevmem mi ki acaba baba?

baba ben de bi gün kararlı bi insan olcam mı?
her sorunun cevabını sen bilmiyosun di mi artık.
gözümün yaşını silmek isteyince de ben izin vermiyorum di mi.

baba üzgünüm. çok üzgünüm.
biraz senin yüzünden biraz onun biraz bunun
benim hiç suçum yok.

öyle bi dünya yok.
biliyorum baba.

sen de böyle miydin benim yaşımda?
evet desen rahatlıcam belki
belki.
belki ben de 30 sene sonra senin gibi rahatlamış olucam.

rahatlamak için çocuğum mu olmalı baba? çocuğumu düşünürken çözümsüz sorunları görmem belki artık?
bu yüzden mi çocuk yapılır baba?
uyuşturucu niyetine?
niye iyi olan her şey uyuşturucu gibi geliyor bana artık?
artık değil, bazen.

kusasım var.
ölesim var daha çok.
nası bi şey biliyorum az çok.
var mısın iddiaya acısız ölürüm ben!
hayat güzel diyorsun bana.
ben de der miyim senin yaşına gelince?
ya da sen de bazen ölmek istiyor musun?
babalar da ölmek ister mi?



1 yorum:

  1. Karar verilmiş bir hayatı yaşamak ne kadar sıkıcı değil mi? Hayatın canlılığı bilinmezliğinde karmaşıklığında zaten. Ben ölmek istemiyorum mesela, mümkünse bin yıl yaşayayım istiyorum. Benim dışımdaki dünyayı seyredeyim yapayalnız kalsam bile. Bi animasyon vardı şimdi bulamadım. iki tane kayanın hikayesini anlatıyordu dünya yaşlanırken orda durup izleyen. Onun gibi olmak istiyorum hiç değilse. Daha iyisi de The Man from the Earth olmak.

    Yaşamak, albayım, tek marifetimiz.

    YanıtlaSil