2 Ağustos 2011

YAŞAMIN UCUNA YOLCULUK-TEZER ÖZLÜ

8- Sen tüm kentten daha yalnızdın. Okyanus gibi bir yalnızlık.

9- Kimse senin kadar güzel, hiç kimse senin kadar canlı gitmedi ölüme. 

11- Her sevginin başlangıcı ve süreci, o sevginin bitişinin getireceği boşluk ve yalnızlık ile dolu. 

11- Oysa yaşam genellikle insanın bir başına kalması. Uykuda. Uykuyu ararken. Derin uykuların ötesinde bile zaman zaman düşünde sezinlemiyor mu insan birbaşınalığın çaresizliğini. Yollarda. Okurken. Pencereden caddelere bakarken. Giyinirken. soyunurken. herhangi bir kahvenin içinde oturan insanlara gelişigüzel bakarken. hiçbir şey aramazken. herhangi bir kahvede oturan insanları görmezken, başka olgular düşünürken (...) severken, sevilirken, sevişirken hep yalnız değil miyiz.

11- Aynı dili konuşan iki kişi yok. 

11- Bir bedenin üzerinde dolaşan her el, kendi bedenini okşamak istercesine dolaşıyor öteki bedenin üzerinde. 

15- Duvarlar yaşamımızdaki mezarlar mı.

25- "Niçin dünyaya geldiğini bilmiyor musun? anlatmalısın, anlatmalısın, ayrıca acıkmalısın, susamalısın... sonun korkunç, sefil olmalı!" (Pavese'den)

27- Uğraştığı işle, çıktığı gezilerle, oturduğu insanlarla, gittiği kahvelerle, aradığı arkadaşlarıyla ya da herhangi bir hareketliliğiyle yaşayan bir insan değilsin. Tersine, her davranışında gene kendini yaşıyorsun, bir yolculuğa çıkmak için de bu nedenle karar veremiyorsun. Nasılsa her gittiğin yerde kendinsin. 

28- Ne güzel bir olgu, yaşam ve ölümü düşünmek yerine, daha ciddi, gerçekçi konularla uğraşan insanlar var.

36- Bütün günlerini içerek geçiren, gene de çalışabilen insanları hep kıskanırım. Belli bir sarhoşluk içinde yeryüzüne dayanmak daha kolay. 

38- "Sen düşüncelerle yaşıyorsun, diğerleri gerçeklerle" (P)

39- Hiç bir yere gitmesem de, sürekli yolculuklarda olduğumu algılamakta geç kalmadım. ama genç yaşlarda, henüz bana yaşamı yaşanır kılan bu duyguya varmadan önce, gidememek, derin, derin bir acıydı. 

41- uykusuz gece geçirenler yorgun kalkacak. uzun uyuyanlar da yorgun kalkacak. 

42- en yakın dostlarım romanların kahramanları gerisindeki yazarlar mı olmalıydı.

52- içimden çıkması gereken bir şey var.

52- hem karşı çıkıp, hem de sınırlarında yaşayan insan, yaşamı boyunca çıkmazından sıyrılamayacak. 

53- her düşünce, her konuşma kendi kendine olmak demektir. bir şeyi bir insanla bölüşmek gene kendi kendinle bölüşmek demektir. bir insanla sevişmek gene kendi kendinle sevişmek demektir. birisiyle birlikte olmak, yalnız olmak demektir.

53- sürekli gitmek istemek de bir yerde, hiçbir yerde olmak istemek değil mi.

55- "biz kendimizi kendi köyümüz dışındaki her yerde rahat sayan huzursuz insanlarız" (P)

57- sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yönüm yok.

58- toplum dedikleri kitlenin bir aradaki dayanılmaz yabancılaşmasını sanki kimse algılamıyor. 

60- İnsan yalnız kendi değer yargılarını benimsiyor. 

60- "tek günah, insanın kendi yaptığını kavrayamamasıdır."

62- tanınmadığın bir kentte ne denli isterdin yitip gitmeyi ... ama öyle kolay değil. henüz rüzgarlara doydun mu. sor kendine... henüz bulutlara doydun mu. yeterince haykırabildin mi henüz.

63- bir ülkenin zaferi, diğer ülkenin yenilgisi. zaferler de, yeilgiler de insan ölüleri üzerinden geçiyor. 

63- "yalnız sağlıklı insan aklı ile yaşansaydı, değmezdi yaşamaya can sıkıcı olurdu. tam aksine, güzel olan dünyanın gökyüzü altında bir deliler topluluğunu andırması." (P)

68- gençken de hem yaşlı, hem çocuk değil miydim. 

70- çevrem her yaşta insanla sarılı. hiçbiri yalnızlığın insanı değil. güneş altında yaşayan insanlar. 

71- ölümü denemekse on sekiz yaşında intihar ettin, güzel genç bedenin ile ölmek, cesedini bulacak kişileri korkutmak, alın
bu acımasız yaşam sizin olsun, demek istedin. 

72- yaşamımda elde edebildiğim bir tek başka boyut var. kimsenin sahip olamadığı bir boyut. cesaretleri yetmediği için sahip olamadıkları bir boyut. kendi kendilerine kıyamadıkları için, yaşam boyunca sürüklenip çıkamadıkları aklın boyutları.  deliliğin derin boyutunu tanıyorum diyorum. akıl ve delilik arasındaki o ince çizgiyi. 

85- beni de bilinçlendiğim yıllardan beri izleyen karamsarlık. mutlulukların tümü, geliştirdiğim karamsarlık. yürüyebilmek için, ileri gidebilmek  için, nefret  edebilmek, öfke duyabilmek, ağaçlara bakabilmek, gökyüzünü sevebilmek için. 

85- tüm canlılık ve yaşamı kendi kendime vermek zorunda kalmıştım. diğer insanların yaşamı, canlılığı çok az bulur iç dünyamı. 

93- ne vatandaş, ne halk, ne de küçük burjuva olmadığımı biliyorum. b ufacık tanımlama bile bana direnç veriyor. 

94- insan çoğu zaman her şeyin son bulduğu duygusuna kapılıyor, oysa yaşamın sonsuzluğunu algılayabilmek için bile yeterli değil bir insan ömrü.

95- her zaman yabancı insanlar bize dostlarımızdan daha çok sunan, veren kişiler. öyleyse yaşamımızı neden yalnız yabancılar arasında geçirmiyoruz. hiçbir beklenti olmadan, hiçbir yük olmadan ya da insanın kendi kendine mutluluk dediği kısa anlardan yoksun. tüm duyguların en güzeli duygusuzluk, öyle bir duygusuzluk ki, insanın tüm dünyayı  ve tüm insanları kucaklayabileceği duygusuzluğun duygusu.

101- insanın kendi kendinin yükünü taşıması, diğerlerinin yükünü taşımasından daha rhatlatıcı. 

102- yeryüzünde makarnanın nasıl yaygınlaştığını kavradığı gibi insanın kendi yalnızlığının sorumluluğunu da, gene kendisinin taşıması gerektiğini kavramalı. 

106- "bir insan olabilmek, bu apayrı bir olgu. şans, cesaret, istek gerektiren bir olgu. özellikle dünyada  başka hiç kimse yokmuş gibi yalnız kalabilme cesaretini gerektiren. ve yapmak istediğini düşünmek yalnızca. insanlar umursamazsa korkmamak. yılla ryılı beklemek, ölmek gerek. ve sen öldükten sonra, şansın varsa, o zaman bir şey olabiliyorsun."(P)

107- gençlik ve canlılığını duyuyorum. ölmüşlüğümde. 

112- ona sarılıp güneş altında kendi kendimi tatmin ediyorum. 

116- "ölüm bir şey değil. ölüm hiçbir şey değil."(P)

119- ...bu kent de onun intiharından sorumlu. 

122- insan neden bu yaşama daha çok katlansın. neden bu dayanılmaz yalnızlığa daha çok katlansın. neden bu parlak ve zamansız ışığa daha çok katlansın. neden kendisiyle birlikte doğmuş olan intihar özlemini daha çok taşısın. 

125- gitmeliyim. ben giderken, ben ya da tren görünümlerin içinden, kentlerden, köylerden, mısır tarlalarından, dağ sıraları önünden, ardından, bir göl kıyısından, bir nehir yatağı boyunca ya da gri bir deniz yüzeyi boyunca ilerlerken, yol alırken, tanımadığım insanlar hızla gidiş yolunun aksi yönde yitip giderken, her görüntüyle birlikte benden uzaklaşırken, yitip giderken, işte ancak o zaman uzaklaşıyorum yaşamın sonundan. 

1 yorum:

  1. Bu Tezer bunları yazmuş ya, biz de, boşuna yazmamış olsun diye gereken cevabı verelim Tezer'e

    YanıtlaSil