bir kız duruyor karşımda. siyah beyaz bi fotoğrafta. gözleri dik dik
bakıyor. biraz kısılmış ama. gözlerini anlamlı, daha anlamlı göstermek
için hafif bir göz makyajı yapılmış. siyah ağırlıklı. dudakları geniş,
etli. etli deyince pornografik bi his veriyor, vahşi, ateşlli. ama onun
dudakları sadece etli, kalın, geniş, ne dersen. onlar da hafif
koyulaştırılmış, yaradılıştan gelen ufak pürüzler giderilmiş,
çatlaklıkları yok edilmiş, ya da ince çizgiler.. çatlağı yoktu belki de
sonuçta, ince çizgiler diyelim biz. gülümsemiyor. dudak uçları aşağı
doğru eğilmiş. palyaço üzgünlüğü olacak kadar değil. üzgün değil zaten.
sadece kararlı, isyankar belki, sadece gülünecek bir şey olmadığının
farkında. gözleriyle dudaklarının duruşu uyumlu bir etki bırakıyor.
anlamış. bir şeylerin altında saklanmaya çalışılan gizemi anlamış.
oyununuza gelmeyeceğim diyor veya gelmiş görünüyorsam da bilin ki
oyununuzun farkındayım, diyor. saçları iki yandan örülmüş ama dağınık.
inatçı, umursamaz iki çubuk gibi fırlamışlar başının arkasından. onlar
da gözlerindeki anlamla uyumlu, alnındaki dağınık kahkülleri de öyle.
derin nefes almış ve bırakmadan hemen önce çekilmiş sanki bu fotoğraf.
boynunun altındaki, her kadına seksilik katan kemikleri söylüyor bunu.
boynunda ince, küçük, dikkat çekmeyen bir kolyesi var. hiç
çıklarmıyormuş izlenimi veriyor. sırf dışarı çıkacağım diye kolye
takmam, süslenmem ben, diyor sanki. bana her daim istediğim o zarif
görüntüyü veren, anıları olan bi kolye bu. onun benimle bütünleştiğini
bilirim, süs olsun diye takmam, beni tamamlasın diye takarım. tek bi
kolyeyle birden güzelleştiğimi düşüneceğinizi bilirim. sizin için
süslenmem, tek bi kolyeyle size göre her zaman süslüyümdür. bunu
bilirim. bunu bildiğimi bilin, diyor. yaptığı o hafif makyaj şaşırtıyor
bizi. oyunumuza uyum sağladığını gösteriyor orada da. çatlak, soyulmuş
ya da dolgun görünmeyen bir dudağı çirkin kabul edeceğimizi biliyor.
kopkoyu bir ruj sürüyor bu yüzden. dudaklarını öyle bir şekle sokuyor
ki, kalınlığını ortaya çıkarıyor. üst dudağının o yerçekimine
direnircesine dik duran iki tepesini dudaklarınızla ısırma isteği
uyandırıyor. bunu da biliyor. yüzüne pürüzsüzlük veren bir şeyler de
sürmüş muhtemelen. bir sivilcenin tüm karizmasını alıp götüreceğini
biliyor. gözümüzdeki tüm karizmasını elbette. tek bir sivilce, bir
insanı ciddiye almamaya, onu çirkin görmeye sebep olabilir çünkü. bunu
biliyor ve kuralına göre oynuyor. doğal ve güzel olduğunu kabul
etmemizi istiyor. üstelik aslında doğal olmadığını da bilmemizi istiyor.
bildiğimizi biliyor. bizim hem saf güzellik ve anlamlılık aradığımızı,
hem de güzellik anlayışımızın bu saflık arayışına uymadığını bize
çaktırmadan fısıldıyor. bıyıklarını almış mesela. dudaklarının üzerinde
hafif bir karaltı görsek, ne kadar farklı düşünecektik onun hakkında,
biliyor bunu. her şeyi biliyor, görüyor. çelişkilerimizi bize göstermek ve bunu hiç konuşmadan yapmak istiyor.
o kız bu kız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder