8 Haziran 2013

yaşanmayan ergenlik


awkward izliyorum arada bi. yarım saat her bölümü. hemen bitsin de işime bakayım diye aceleyle izliyorum. o kadar ergence ki konuları. ama tutamıyorum işte kendimi.

amerikanya gençliğinin lisede yaşadıklarını biz daha doğrusu çok asi olanlarımız üniversitede anca yaşayabiliyoruz. sevişmek, aileyle erkek arkadaş konularını konuşmak, içmek... gibi. tamamen ahlak dışı olaylardan bahsediyorum.

amerikanyada tüm gençler awkward hayatı yaşamıyordur elbette. afedersin ama para bok dizidekilerde. durmadan içip sıçıp geziyorlar.

ama ne olursa olsun. ben niye izliorum ki bu gossip girl tadındaki diziyi?

içimde kalmış ahlaksızlıklar. patlıyor. yaşamasam da izleyerek yaşamış gibi oluyorum. .
buket uzuner'in bi sözü vardı sanırım bi söyleşisinde dinlediğim: gençken sevgilisi olmayan bi kadın, 40larına gelince elele tutuşan çiftlere ahlaksız der. geç de olsa sevgililiği yaşadım. neyse ki öyle şirret bi kadın olacağımı sanmıyorum. ama yaşamak için çok geç kaldığım şeyler var:

arkadaşlarla tatile gitmek, akşam dışarı çıkmak, tiyatroya gitmek, bara gitmek, lisede sevgili olmak, ilk kez öpüşmek, denize girmek, deniz kenarında bi tatil mekanında takılmak, aileyle değil,sadece arkadaşlarla takılmak, hey girl alıp okumak, anketlerini çözmek, duvarlara poster asmak, evde parti organize etmeye çalışmak... arkadaşlarla bi yaz hatıram yok, anlatabileceğim. bunun beni nası etkilediğini aileme hayatta açıklayamam. ergenlikte olması gerekenleri içimden geldiği halde, aile korkusundan yapamamak... ailemi suçlamamak için olması gerektiğinin bu olduğuna da inandırmıştım kendimi. istemediğim halde başımı kapatıyordum, daha ne olsun ki. giyebileceğim kıyafetlerin sayısı birden yarıya iniyordu.bacaklarımı gösteren bi şey giyemezdim. pantolon giyiyorsam kıçımı örten uzun bi şey giymeliydim. dolayısıyla erkek gibi giyindim. erkek kıyafeti giymeyi tercih eden kızlar vardır lisede. ya çok yalnızlardır. ya da iki cinsiyetle de kanki olmuşlardır. ben ikinci türdeydim.

şimdi bu gri, odasında kitap okuyarak yeni dünyaya açılmaya çalışan çocuğu unutup yeni bi hayat kurabilirim. bunun için çabalıyorum. olabildiğince boşlukları doldurarak. bi sevgili, sevmek, sevilmek, öpüşmek, el ele dolaşmak, toplum içinde sarılmak, feminen kıyafetler, başörtüsüz bi hayat, seks hayatı, canım istediğinde ve param olduğunda alkol, sigara, akşamları dışarı çıkmak.. hala denizden korkuyorum ve tatil yerleri beni geriyor. müzik, rahat insanlar, suda, kumsalda nasıl hareket edeceğini bilen insanlar..iç anadolulu olmakla yırtıyorum bazen. öğrenirim zamanla, sorun değil. bi yaz yaşadığımı ömür boyu anlatırım, bi hikayem olur benim de.

bunu, eski vatandaşı ve ondan kopamadığımı, beni engelleyenin o olduğunu insanlara anlatmak öyle zor ki. buraya bile ilk kez yzıyorum sanırım. demek ki kendime bile söylememişim. belki lisedeki benin başını okşayıp, onu bağrıma basmanın, elinden tutup dışarı çıkarmanın, birlikte takılmanın zamanı yeni gelmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder