16 Haziran 2013

ağlıyorum

sevgili dünya,

dünden beri senin yüzünden durup durup ağlıyorum. kibir ve nefret neler yapabilir, sayende görüyorum. hep böyleydin, biliyorum. her zaman böyleydi insanların. hep din bahanesiyle nefret ettiler birbirlerinden. din varsa diğer her şey geri planda kalırdı. asıl sebep din değildi tabi. iktidar, güç, para. din bunlarn üstünü örtmek için hep en iyi afyondu. uyuşturucuydu. kitleleri peşinden sürüklemek için kullanıldı. tüm sevgi dinleri. tanrıları sevmeyi amaçlayan, insanların gönlünü fetheden dinler, hep nefret için kullanıldı. biliyorum.

bunları bildiğim ve kabullendiğim için kendimi ve çevremdeki insanları teskin ettim 15 gündür. ümitlenmeyin dedim. bi bok olmayacak sonunda, devrim olmayacak, insanlık daha iyiye gitmeyecek. tayyip gitse bile yerine biri gelecek. güç sevdası olmayan, kalbinde pislik olmayan biri milyonları yönetemez zaten. çünkü milyonların da içi pislik doludur.

devrimle herkes aynı şeyi kasdetmiyor biliyorum. ama her neyi kasdediyorlarsa, devrim olsa da değişmeyecek zulmün varlığı. her gücün bir kolluk kuvveti olacak ve kendinden olmayana zulmedecek. biliyorum bunları. iki gıdımlık tarih bilgimle bundan eminim.

ama biliyorum ki zulme isyan etmek gerek. şu an yaşayanların 60 yıllık ömründe bi işe yaramasa da bu, gelecekte etkisi olacak, biliyorum. çok küçük de olsa bi katkısı olacak. insanların daha fazla empati kurmasını sağlayacak. adalet için savaşanları anlamaya çalışacak gelecekte birileri. ağaç kalmayacak ilerde belki dünyada hiç ve hepimiz distopyalar içinde yok olacağız. ama insanın içindeki güzel şeyler de kötülerle birlikte hep yaşayacak. biliyorum bunu da. onca kötülüğün yanında iki gıdımlık güzellik ne işe yarayacak? işte onu bilmiyorum.

tüm bu çok bilmişlik hali içinde günlerdir sakin olmaya çalıştım. takip etmeye çalıştım olanı biteni. ama dün akşam mantığı bi kenara koydum. oturdum ağladım. hala ağlıyorum. çıkamıyorum bu kafadan.bi daha haberler yüzünden ağlamamaya karar vermiştim çok zaman önce. müdahale edemeyeceğin sorunlar için depresyona girme, hayatını kendine zehir etme, demiştim kendime. ama sinirler çelikten değil. ağlıyorum artık.

dünya, senin pisliğine bakıp bakıp ağlıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder