3 Nisan 2012

RAMAZAN BAYRAMI GÜNLÜĞÜ (2011)

(türk kökenli bir dişinin gözünden bayram notları)
UYARI: okurken afakanlar basabilir, ama hepsi gerçek.

BAYRAM ÖNCESİ 2 GÜN:
geçmiş deneyimlerinden dolayı çok direnmedim, ben gereksiz görsem de annemin gerekli gördüğü  tüm işleri yaptım. camları sildim, perde çıkardım, taktım, vitrinin tozunu aldım... ablam da aynı durumdaydı. ablam aniden sinirlenmesiyle ünlüdür bizim evde, özellikle annemle çok kavga ederlerdi. o bile sesini çıkarmadı.

ta ki dinlenmek için uzanana kadar. yarım saat dinlenip kalkmayı planlamıştım. muhtemelen ablam da aynı şeyi düşünüyordu. ama annem bağırmaya, söylenmeye başladı. çünkü ona göre iş bitmeden dinlenilmemeliydi. (yıllardır gördüğümüz kadarıyla iş asla bitmezdi). iş yaparken bir taraftan da yorulduğundan şikayet edilmeliydi.

sonuç: sevmediğim işleri yaparken mutlu olmaya çalışarak, espriler yaparak bayram temizliğine başlayan ben, annemle kavga ettikten sonra bi kez daha annemin bu panik halinden de, bayramdan da nefret ettim ve "lanet olsun" ruh haliyle yerleri süpürmeye -tabi ki- devam ettim.

bu sırada evin diğer fertleri (abim ve babam ) ne yapıyorlardı?
ikisi de, tıpkı benim gibi, evin çoğu işini gereksiz bulurlar. ( örneğin camları silerek düşme tehikesini göze almaya gerek yoktur, zira her an yağmur yağabilir.) tek farkımız benim dişi olmamdır . onlar evin bir köşesine çekilip, annemin gazabına karşı endospor oluşturdular, kulaklarını tıkadılar.

abim bilgisayarı kurcaladı, film izledi, kitap okudu vs. babam tv izledi, uyudu, camiye gitti vs.
arada bi tabi ki biz köleler yemek hazırladık, teşrif ettiler.

onlar haber izler, siyaset hk konuşur, o sırada biz çay getirip götürmekle yükümlüyüzdür. arada bir katılabiliriz istersek  muhabbete. ama asıl görevimiz hizmet etmektir.

misafir gelince de durum böyledir. ciddi anlamda sohbet edemeyiz hizmet ettiğimiz için. o yüzden hitabetimiz zayıftır, fikirlerimizi ifade edemeyiz, fikrimiz olmaz, ailemizdeki erkeklerin fikirlerini beynimize kopya ederiz.

sülalemdeki kadınların durumu böyle. %99u çalışmıyor. çocuklarını okutmak istiyorlar. özellikle kızlarını. farkında olmadan şikayet ettikleri "adam yerine konmama" durumuna kızlarının da düşmesini istemiyorlar. bu ortamda büyüyen çocuklar özgüvensiz oluyor.

1.GÜN VE SONRASI:
ilk kez pazarlık yapmadan ciddi anlamda isyan ediyorum bayrama. dayılarım halalarım dışında kimseye -zoraki olarak gittiğim kimseye- gitmeyeceğim. yani babamın dayısına vs. annemle babam üzülüyor. ama yıllardır benim üzüldüğüm kadar üzülemezler sanırım. üzülmesinler. kendileri bilirler. onlar üzülüyor diye kendimden feragat etmeyi bırakmalıyım. 23 yaşımdayım! hala kendimi hissedemiyorum, sebeplerinden biri bu olmalı.

----
bayram ziyaretlerinde "nasılsın" diye sorulduğunda "iyiyim" demek dışında yüksek sesle konuşma hakkı çocuklara verilmemiş gibi. çocuk derken, yanında annesi babası olan her yaştan insandan bahsediyorum. hiçbir işlevleri olmamasına rağmen bayram ziyaretlerine gitmek zorundalar. gitmezlerse ev sahibi alınabilir, ayıplayabilir. bin türlü yalan arar çocuğun annesi babası: okuyorsa, sınavı vardır, ders çalışacaktır.

----
türk milleti misafirperverdir.
evet, bayramda misafir gelir. ve evin annesi ve kızları tatlı, yiyecek, içecek, yemek ikram eder. erkekler oturup misafir erkeklerle muhabbet ederler. kadın misafirler ev sahibi dişilere yardım ederler. çünkü salonda erkeklerin yanında boş boş oturmak istemezler, muhabbetlerine katılamazlar, ayıptır.

----
haremlik selamlık yaşamaya alışkın olan bir tür de vardır. kadınlar ayrı bir odada oturmak isterler. bu durumda daha az dindar görülen bir dişinin erkek kısmına hizmet etmesi gerekir. bu, başı açık olan biri ya da henüz başının açık olması göze çarpmayan bir kız çocuğu olabilir.götür getir işlerini o kişi yapar.

bir çözüm daha vardır. mahrem olan bir erkek(kardeş, oğul vs) yardım eder. yolun yarısına kadar ev sahibi dişi, diğer yarısında da ev sahibi erkek taşır.
-----

MİSAFİR GELDİĞİNDE YAPILMASI GEREKENLER (DİŞİLER İÇİN):
1) kapıda herkese "hoşgeldiniz" de. kadınların elini öp, 3 kez yanak yanağa değdir. erkeklerin muhafazakar görünümlü olanlarına elini uzatma, elin havada kalabilir. daha açık görüşlü olanların elini öp ya da sık.

2) herkes içeri girdikten sonra girişte ayakkabıları düzenle(çıkarken kolay giyebilecekleri hale getir).

3) eve gir. montu olan varsa, fortmantoya as.

4) herkes yerleşinceye kadar bekle, sonra şeker-kolonya tut.

5) otur yanlarına. herkesin birbirine "nasılsın" diye sormasını bekle. sen de herkes gibi"iyiyim" diye cevap ver, gerçek ruh halini asla belli etme.

6) mutfağa geç, tatlı tepsilerini hazırla.

7) getir, ikram et.

8) yesinler, bekle. biter bitmez bi daha isterler miymiş, sor.

9) istemezlerse hemen topla, götür.

10) uzun süre otururlarsa çay isterler mi, sor.

11) hemen çay demle, ikram et.

12) arada bir yanlarına git, muhabbete katılmaya çalış.

13) hep güler yüzlü ol, ellerini önünde birleştir, hanım hanımcık ol.

14) hemen bulaşıkları toparla.

15) kalkacakları zaman, sanki çok umrundaymış gibi, "aa hemen gidiyor musunuz?" gibi şeyler söyle.

16) girişte olduğu gibi kapıda vedalaş, kapıyı kapat.

işte olay bu.  çok da zor değil.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder