9 Ekim 2011

BOŞ KALMA KORKUSU

yeni oyuncağımı buldum sanırım. Aslında eski bi dost: karakalem.
bir ay daha zamanımı ve karakterimi satmanın sonucunda aldığım maaşla kendimi ödüllendirdim: tuval+kağıt+kalem+silgi
Güzellikleri çizeceğim. aklımdakileri kağıda yansıtabilirsem, mutlu olurum. yansıtamazsam da yansıtmaya çalışırken harcadığım zamanı güzelleştirmiş olurum. 

ama mesele o değil sevgili ülkem. mesele hayatın bu kadar karmaşık bir koşturmaca halinde geçiyor olması. bu keşmekeşin gereksiz olduğunu düşünmeme rağmen kaçamamam... kaçmak için kendime resim gibi oyuncaklar aramam... ki bu dertten yalnız ben muzdarip değilim, tüm insanlık bir "hobi" peşinde, "kafamızı dinlendirmek için"  bi eylemde bulunmak zorundayız. 

çok garip değil mi? oyalanmak için. zaman geçsin, ben kendimle başbaşa kalmayayım, neden yaşadığımı sorgulamayayım, düşüncelerimden korkmadan dinlenebileyim, bu sırada zaman geçsin. aslında uzun uzun boş vaktimiz olmasını istemiyoruz. aslında uzuuuun uzun tatilimiz olsa ne yapacağımızı şaşırırız. boş durmaktan korkuyoruz. 

hiç olmazsa bir hobi arıyoruz bu yüzden.
bu yüzden iş başvurularında hobilerimizi soruyorlar. "işi olmadığında oturup kara kara düşünüyor mu yoksa delirmesini engelleyecek aktiviteler uydurabiliyor mu kendine?" diye.

garip değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder