25 Kasım 2010


YAŞAMAK BİR AĞAÇ GİBİ TEK VE HÜR VE...

Az önce Tayyip Erdoğan'ı protesto ettikleri için "15 ay hapis cezasına çarptırılan ve "bi daha yapmıycak ablası" dercesine "5 yıl içinde bir daha aynı eylemi yapmadıkları takdirde affedilen öğrencileri izledim. Video : http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=33904

İnşaat işçisi olan ve çalışırken ölen öğrencilerden bahsediyor...
Taşeron çalıştırıldığı için kazalarda ölen işçilerden, Tuzla'dan bahsediyor...
Yanlış bir şey var mı burada?
Kime kızılır ki bu durumda?
Tek tek kişilere kızmak ne getirir? Sistemin çarkına ayak uydurmaya yardımcı olmalarıdır elbet suçları Ama kızmak ne getirir?
"5 değil 15 yıl olsa ben vaz geçmem bu işten" diye protesto etmişler bugün.
Daha önce de vaz geçmeyenler oldu bu düzene karşı. Ne kazandılar?

"Yaşasın halkların kardeşliği" demek işe yarar mı halklar kardeş olmamaya bu kadar meyilliyken?
Ya da İstanbul'da 750TL'ye (boğaz tokluğuna) çalışmaya seve seve razıysa mühendisler, onların hakkını savunmanın manası var mı? Mesleğini yapmak yerine diplomasını kiralıyorsa insanlar... emeği savunmak ne demektir?

"İnsanlık" için uğraşmak gerekir mi gerçekten?
Doğruları söyleyince susturulmayan bir toplum/tarihte bir dönem olmuş mu hiç?
Daha iyiye gidilmiş mi bu uğraşmalar sonucunda?
Yine kazanan 3-5 kaybeden milyarlar değil mi?
Aklından geçeni olduğu gibi söylediğin anda susturulmaya mahkum değil misin? Tersi bir durumu görmedim ki hiç... Her özgürlüğün altında bir oyun aramamın yaşımla/yaşadığım 80 sonrası dönemle bi ilgisi mi var? Neyle ilgisi var bu güvensizliğin? İnanamıyorum insanın olduğu yerde özgürlüğün olabileceğine!

Anlamıyorum, ne için yaşamalı insan?

İTÜ'deki öğrencilerin geleceği nasıl olacak? Muhtemelen şu sıralar maddi durumları çok da iyi değil, yarı zamanlı işlerde çalışıyorlar... Okulları zaten uzamıştır/uzayacaktır. Zamanında bitiren de elbet olacaktır. İş arayacaklar sonunda. Muhtemelen mühendislik/mimarlık öğrencisi hepsi. Olsa olsa özel şirketler ya da devlet kurumlarında iş bulabilirler, ya da akademik hayata atılabilirler. "Doğruları söylemekte" bu kadar ısrarcı olan öğrencileri gelecekte özel sektör "patronları" işe almak ister mi? Devlet böyle çalışanları barındırmak ister mi?
Nasıl bir gelecek bekliyor onları? Elbet iyi şeyler de olabilir, ama bir tek ben mi karanlık görüyorum tüm yolları? bir tek ben mi karamsarım?

Az önce Micheal Jackson'ın 1997-Münih konser görüntülerini de izledim. Video: http://www.youtube.com/watch?v=rd2Q8_R41Wk&feature=related Dansını tarzını farklı oluşunu severim, arada bir enerji verir, izlerim. Ancak konser alanında en önde kendinden geçen kızları ilk kez fark ettim: Gerçek manada kendilerinden geçiyorlar...titriyorlar! Orgazm olmak dışında nasıl açıklanabilir bu hal? İnsan neden birinin dans edişini izlerken çığlık atıp saçını başını yolar? Neden?

Bir fark var hayatı algılamalar arasında... Birini seçmeli insan. Münih'teki ve İstanbul'daki gençlerin bugünü farklı, gelecekleri de farklı olacak... Seçimleri götürüyor onları geleceğe. Gelecek karanlık ama onurlu mu olmalı, yoksa aydınlık ama gözü kapalı mı olmalı? Seçmeli insan birini...

Ya da başka bir yol vardır belki bilmediğim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder