6 Kasım 2013

öfke patlaması ağlaması

içim sıkılıyor. içim kabarıp kabarıp gözlerime doluyor. tutamıyorum kendimi, hönküre hönküre ağlıyorum.

üzgün değilim, öfke patlaması yine.

1. haberler. kızlı erkekli yaşamın muhafazakar yapımıza ters olması muhabbeti. ne kadar kulaklarımı tıkamaya çalışsam da, kopamıyorum. twittera şöyle bi göz atmak yeterli.

2. hocalar. üniversitede hocalar arası kutuplaşmaların, gözde hocaların ve itelenmeye çalışılan hocaların farkına varmak. bir hoca bu haftaya kadar hiç derse gelmedi çünkü başka bir -özel- üniversitede çalışıyor, hatta sanırım bölüm başkanı. meğersem dersin saati uymuyormuş ve bunu değiştirmek yen
 aklına gelmiş. değiştirmiş. ama yeni aldığı saatte benim başka bir dersim var. şimdi ne olacak? sen bölümdeki diğer hocaların onayını almadan, dönem ortasında nasıl çat diye ders saatini değiştirirsin? öğrencilere uyup uymamasını söylemiyorum bile.

bölüme kızıyorum: bu hocadan tüm dönem şu şu saatlerde ders vereceğine dair bir taahhüt almadınız mı? gelemeyecekse neden dersi açtınız?

şimdi benim aynı anda 2 dersim var. hangisine gireyim? bu yerden bitme dersi bırakma hakkım var mı bilmiyorum, ama bırakırsam bile ikinci dönem 1 ders fazla almam gerekecek. neden 2. dönemi daha da sıkıntıya sokayım.

3. tüm bunları danışmak için yeni dersin hocasına ulaşmaya çalışıyorum. kime sorduysam şu cevabı alıyorum: o hoca mail kullanmıyor. bi hoca nası mail adresi kullanmaz? 70 küsür yaşlarında olmalı. ya da her türlü işini halleden bi asistanı olmalı.  peki diyorum nasıl bulurum? sanıyorum ki bi telefon numarası filan verecekler.. ders saatinde sınıfta bulabilirsin ancak.

ebesinin (en iyi ihtimalle) cebi.. benim sorunum zaten onunla aynı anda aynı sınıfta bulunamamak.

---
işte bu sebeplerle kafam bi kızgın bi kızgın. bölüm başkanının çok sevmediği, muhatap almadığı bi hocaysanız, sıçtınız, ders saatiniz değişir, haberiniz bile olmaz. akademik dünyadan 1.5 senede anladığım bu.

ve ben bu dünyaya dahil olmaya çalışıyorum. gittiğim yol ne zaman yol oldu ki...


----

bi de patronlar hakkında ne kadar alıngan olmuşum. bugün bunu anladım. yukardaki sinirliliklerin üstüne, patron bi mail attı, derslerimin olduğu güne inatla toplantı ayarlamaya çalışıyor sandım, patladım, bağrına bağrına ağladım. meğersem adam benim dediğim tarihe ayarlamaya çalışıyormuş. te allam...

----

bu arada son patronum küçük kitapçı batmış, kapanıyormuş. üzülsem mi, sevinsem mi bilemedim.ö

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder